Başını bir gayeye satmış kahraman gibi
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın
Kurulup şiltesine bir tahtıravan gibi
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın
****
Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri
Erimiş ruhlarımız bir derdin potasında
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri
Onun taşı erimiş, senin kafatasında
****
İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var
Süküt gibi münzevi, çığlık gibi hürsünüz
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz
****
Yağız atlı süvari, koştur atını, koştur
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları